hesabın var mı? giriş yap

  • latince ismi atropa belladonna dir; dogu anadolu bolgemizde oldukca fazla bulunur ve bogurtlene benzeyen kirmizi bitkilerinin cazibesine kapilip yiyen cocuklarda zaman zaman olumle sonuclanan zehirlenmelere neden olur.

  • 3. dünya savaşı, şizofrenik bir kasımpaşalının kendini ortadoğunun padişahı sanmasıyla başladı

  • aslında bana zararı olmamasına rağmen ağzının ortasına ayağımın altıyla yapıştırmak istediğim arkadaşdır bu insan. nedenini anlayamadığım bir şekilde bulunduğu yeri insanlara duyurma merakıyla yanıp tutuşur. gerçi nedeni konusunda bazı fikirler yok değil tabii. misal twitter ve facebook'un nasıl insanların hayatına bu kadar adapte olduğuyla ilgili bir şeyler okumuştum. kilit cümle, bu ortamların insanlara kendilerini "önemliymiş gibi" hissettirmeleriydi. bir nevi özgüven pompası yani. ama çok gerizekalı değilsen insanların senin "herkeşlere ne kadar sosyal olduğumu göstermem lazım" triplerinden sıkıldığını da biliyor olman lazım artık. hele ki bir de "ne ekşınlı hayatım var be" tadında yorumlarını da eksik etmiyorsan..

    misal bir yere eğlenmeye mi gitti arkadaşlarıyla bu, çaaaaat "kopmacaaa - tuğçe is @bilmemneresi w/43 others". vay anam vay.. biz evde arka sokaklar izlerken tuğçe kopuyor, seratoninin dibine vuruyor.. onu da geçtim, yemin ediyorum facebook'da kendisiyle birlikte 23-24 kişiyi tagleyeni gördüm. iş için bir mail istesen 3 gün sonra cevap döner ama...

    daha acayibiyle metrobüste karşılaştım. 200 kişi yekpare halde yolculuk ediyoruz, ben orada nefes almak için son çırpınışlarımı yaparken, köprüye geldiğimiz an 3-4 kişinin birden telefonlarına saldırıp check-in yaptıklarına şahit oldum. zannedersin köprünün üstünde parti veriyoruz anasını satayım. ulan metrobüstesin be kıçımın kenarı, millet dayıyor sana o esnada, sen gidip "kıtalar arası yolculuk eki eki - buğracan is @boğaziçi köprüsü w/299 others"

  • az önce fark ettiğim ve resmen "oha" deyip, coğrafyamı alt üst eden şeydir söyle ki; road trip yapmak üzere türkiye haritasını açmıştım yapabilicegim yollar uzerinde dusunurken marmara bolgesine uzerine zoomlayip ara yollara bakinirken sanirim 4-5 dk. gecmis ve heralde benim dikkat oyle bir dagilmis olacak ki, haritanin su kisminda "hassktr ben nereye bakiyormusum?" olmama sebep vermistir. halbuki hala baktigim yerdeymisim, marmara bolgesinde. kisacasi turkiye'nin icinde bir turkiye daha olmasi ufkumun sinirlarinin otesine gecti.

    halbuse orasi burası.

  • gayet samimi bir işletme olduğunu düşündüren oteldir. tavrı özetle şöyledir:

    yorum: her yer pislik içinde.

    yanıt: sensin bislik.

  • "ben hayatım boyunca aralıksız 20 yıl koştum. bu süre zarfında en fazla 20 kişiyi aynı anda koşarken gördüm. şimdi herkes spor sever oldu. herkes koşu aşığı oldu. neden koşuyorsunuz? muhtemelen en son koşunuzu ilkokulda yaptınız."

    güler misin ağlar mısın?

  • hadi inşallah corona vesilesiyle şu adet diye dayatılan, görgüsüzlük ve gösteriş budalalığından ibaret allah’ın cezası işkenceyi tarihin çöplüğüne gömelim de kurtulalım.

    edit: imla

  • 80'li yılların sonunda ben lisedeyken, galleria yeni açılmışken, adnan oktar daha çölden kaçmış zebani görünümündeyken, bunun yeşilçam jönü kılıklı avcıları vardı, bağdat caddesinde kız erkek demeden öğrenci toplamaya çalışırdı. bu pislikler göz önünde, tekrar ediyorum bağdat caddesinde, opera pastanesi gibi yerlerde (şu anda garanti bankası galiba yeri) "çalışıyorlardı".

    hangi devlet, neyin devleti, aradan geçmiş 35 yıl...
    35 lan.
    herkesin gözü önünde 35.

    herif kudurup şişme replikant karı ordusu yaratmış. tv kurmuş kalkıp göbek atıyor... hadi ordan be. bu mu adalet...
    tüm görmezden gelenlerin sülalesi kurusun,
    soyu lanetlensin,
    yitip giden çocukların ahı üzerlerinde olsun.